Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile birlikte, Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezinde düzenlenen 15 Temmuz Şehitleri Anma Programı’na katıldı. 15 Temmuz darbe girişiminde hayatlarını kaybeden şehitlerin yakınları ile yaralanan gaziler ve yakınlarının iştirak ettiği programda; Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İsmail Kahraman, Başbakan Binali Yıldırım, bakanlar ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar da hazır bulundu. Şehitler için Kur’an-ı Kerim tilaveti ve saygı duruşu ile İstiklal Marşının okunmasıyla başlayan etkinlikte, Cumhurbaşkanı Erdoğan bir konuşma yaptı. 15 Temmuz şehitleri için Allah’tan rahmet, şehit yakınlarına ve millete başsağlığı, gazilere sağlıklı ve huzurlu bir hayat, tedavileri devam edenlere acil şifa dileyerek konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “15 Temmuz gecesi sokakları, meydanları doldurarak, inançları, vatanları, bayrakları, özgürlükleri, gelecekleri için darbecilere meydan okuyan vatandaşlarımın her birine ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum” dedi.
“BÖYLESİNE ASİL BİR MİLLETE HİZMET ETTİĞİM İÇİN RABBİME NE KADAR ŞÜKRETSEM AZDIR”
“Sokaklara çıkma imkânı bulamadıkları için aksakallarıyla, başörtüleriyle, kucağında uyuyan sabileriyle, seccadelerinin üzerinde sabaha kadar gözyaşı döküp dua ederek darbe direnişine destek veren tüm vatandaşlarıma şükranlarımı sunuyorum” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 16 Temmuz’dan itibaren 29 gün boyunca demokrasi nöbeti tutanlara da teşekkür etti ve şunları ekledi: “Biliyorum ki; eşlerini, çocuklarını, tüm ailelerini, geleceklerini, umutlarını, her şeylerini geride bırakarak mücadeleye koşan erkeklere, kadınlara, gençlere ne desem eksik kalır. Rabbime, beni böyle bir milletin evladı olarak dünyaya getirdiği için ne kadar hamt etsem, azdır. Allah’ıma, bana böyle asil bir millete hizmet etmeyi nasip ettiği için ne kadar hamt etsem azdır. Mevlama, o gece bu kulunu böyle bir milletle birlikte mücadele verme şerefine nail kıldığı, bana böyle bir ihsanda bulunduğu için ne kadar hamt etsem, azdır.”
“MİLLETİMİZLE GÖNÜL BAĞIMIZ HİÇ KOPMADI”
Kelimelerin kifayetsiz kaldığı, düşüncelerin ve duyguların ancak kalplerden kalplere giden gizli yolla ifade edilebildiği bir anda olduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hamdolsun bizim milletimizle gönül bağımız hiç kopmadı. Milletimiz ne hissediyorsa, biz de onu hissettik. Milletimiz neye öfkeleniyorsa, biz de ona öfkelendik. Milletimiz neyi özlüyorsa, biz de onu özledik. 40 yıldır bu çizgiden hiç sapmadığımız için, attığımız her adımda milletimizi yanımızda bulduk” diye konuştu. “Önce bizi küçümseyerek milletten uzak tutmaya çalıştılar. Bunu başaramayınca, cezaevine attılar. Yine netice alamayınca siyaset yoluyla hizmet etmemizi engellemeye kalktılar” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunu yapamayınca milletin verdiği yetkileri sinsi yollarla elimizden almaya çalıştılar. Sonunda işi, 15 Temmuz gecesinde olduğu gibi canımıza kast etmeye kadar götürdüler. Bu fakirin canını alınca 80 milyonluk Türkiye’yi teslim alacaklarını sandılar” ifadelerini kullandı.
“ALLAH’IN HESABININ TÜM HESAPLARIN ÜZERİNDE OLACAĞINI DÜŞÜNEMEMİŞLER”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Evet, işte bu Hak’tan nasibini almamış olanlar, milletimizle aramızdaki güçlü rabıtayı göremedikleri için, güç kullanarak, silah kullanarak, kan dökerek ülkeyi teslim alma hevesine kapıldılar. Biz milletimizle birlikte, ölümü göze alarak yola çıktığımızda, bu nasipsizlerin yüreğine korku çoktan düşmüştü. FETÖ’nün ordumuza sızmış mensuplarının döktükleri masum kanı, onların yüreksizliklerinin, alçaklıklarının, ruhlarını ve bedenlerini sattıkları şarlatanla birlikte yuvarlandıkları ihanet çukurundaki çırpınışlarının eseridir. Bu alçaklar o gece kendilerince her şeyi hesap etmişler; sadece Allah’ın hesabının tüm hesapların üzerinde olacağını düşünememişler. Türk Milletinin, dünyada tanka karşı yumrukla, kurşuna ve bombaya karşı tekbirle karşı koyacak tek millet olduğunu akıllarına getiremedikleri için, sokağa adım attıkları andan itibaren planları bozuldu.”
15 Temmuz gecesi, evladını, eşini, çocuğunu darbecilerin üzerine gönderenlerin, Çanakkale Savaşına oğlunu gönderenlerle aynı duygular içinde olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘ateş düştüğü yeri yakar’ sözünü hatırlattı ve “Ancak, 15 Temmuz şehitlerimizin, terörle mücadele şehitlerimizin ateşi, sadece ailelerini değil, milletimizin tamamını yaktı, yakıyor. Ne dersek diyelim, geride kalanların, özellikle de anaların yürek yangınlarını söndüremeyeceğimizi biliyoruz” diye ekledi.
“ŞEHİTLERİMİZİ UNUTMAYAYACAĞIZ, UNUTTURMAYACAĞIZ”
“Gene hangi duayı okudun anne / Vurulduğum yerde güneş açtı / Yine mi ağlıyorsun anne / Cennetime yağmur yağdı” dizelerini okuyan ve bu dizelerin, annesine ‘evladım gel, yoksa hakkımı helal etmem’ dedirtmemek için konuşmasını kesip telefonu kapatarak şehadete koşanların cennetten gelen fısıltıları olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehit ve gazi yakınlarına şu sözlerle seslendi: “Anneler, babalar, kardeşler, eşler, evlatlar, emin olunuz ki sevdikleriniz şehittir ve Rabbimin müjdesi gereğince cennetliktir. Bize düşen, bu dünyadaki imtihanımızı, şehitlerimize layık olacak şekilde vermeye çalışmaktır. Şehadet için öne atılan, ama yaralanıp gazilikle yetinmek zorunda kalan kardeşlerim, size sadece ve sadece bu unvanın şerefi yeter. Dünyanın tüm malına, mülküne, makamlarına değişilmeyecek bu unvanı hayatınız boyunca şanla, şerefle, gururla taşıyınız.” Gazilere hitaben, “Vakarlı, onurlu, ağırbaşlı duruşunuzla, yeni nesillerin rol modeli olacağınızı asla unutmayınız” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu unvanın ve getirdiği sorumluluğun kendilerine şehitlerin emaneti olduğunu hatırlatarak, kendilerinin de şehitleri unutmayacaklarını ve unutturmayacaklarını vurguladı.
“TÜRKİYE’DE HİÇBİR ŞEY 15 TEMMUZ ÖNCESİ GİBİ OLMAYACAK”
Devletlerin ve milletlerin tarihlerinde geleceklerine yön veren kritik dönüm noktaları olduğunu; 15 Temmuz’un da Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti için böyle bir tarih olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bundan sonra Türkiye’de hiçbir şeyin 15 Temmuz öncesi gibi olmayacağının altını çizdi ve “Tek parti döneminin zulmünü yaşayan milletimiz, bir daha böyle bir zillete asla rıza gösteremeyecektir. 27 Mayıs darbesinin, 12 Eylül darbesinin, 28 Şubat müdahalesinin mahcubiyetini yaşayan milletimiz bir daha asla böyle bir mihnete maruz kalmayacaktır. Menderes gibi bir beyefendinin haksız yere darağacında son nefesini vermesine engel olamayan milletimiz, bir daha böyle bir utancı asla yaşamayacaktır” vurgusunda bulundu. Milletin bir daha asla FETÖ gibi inancını eğitim ve hayırseverlik duygularını sömürerek ihanet zehrini damarlarına zerk etmek isteyen örgütlerin ülkesinde boy göstermesine meydan vermeyeceğini de sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her kim ki din adına, mukaddes bildiğimiz değerler adına bizi istismara kalkışırsa, önce Kur’an-ı Kerim’de defalarca emredilen ‘akletmez misiniz?’ ikazını hatırlayacağız. Rabbimizin bize en büyük ihsanı olan irademizi, aklımızı kesinlikle kimseye ipotek etmeyeceğiz. Bölücü gayelerle milletimizin içine etnik veya mezhebi fitne sokmaya çalışanlara karşı da aynı yolu izleyeceğiz. Bu ihanet teşebbüslerinin üstesinden coğrafyamızdaki bin yıllık varlığımızın, kardeşliğimizin, birliğimizin, beraberliğimizin, gönüldaşlığımızın bize gösterdiği hakikatlerin rehberliğinde yola devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
“2023 HEDEFLERİMİZ SIRADAN BİR KALKINMA PROGRAMININ ÇOK ÖTESİNDE ANLAMLARA SAHİP”
“15 Temmuz’la, onun ayrılmaz bir parçası olarak gördüğüm bölücü terör örgütünün saldırılarıyla etrafımızı kuşatmaya yönelik sinsi oyunlarla gördük ki artık ya olacağız, ya öleceğiz” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yüzden 2023 hedeflerinin sıradan bir kalkınma programının çok ötesinde anlamlara sahip olduğuna işaret etti ve “Yaklaşık 200 yıldır gerileye gerileye geldiğimiz yerin bir tarafı uçuruma, bir tarafı düz duvar gibi yalçın sırtlara açılıyor. Bir başka ifadeyle gidecek yerimiz kalmadı. Kurtuluş Savaşımızın ardından razı olduğumuz sınırlarımız Misaki Milli’mizin dahi gerisinde bulunmasına rağmen hâlâ bize rahat vermiyorlarsa, artık geriye değil ileriye bakma zamanı gelmiş demektir” dedi.
“15 TEMMUZ BİZİM YENİ ÇANAKKALEMİZDİR, DUMLUPINARIMIZDIR, SAKARYAMIZDIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “2023 hedeflerimiz bizim ufkumuzu açacak, menzilimizi genişletecek, dizlerimize derman, kollarımıza kuvvet verecek, nefesimizi tazeleyecek, mazimizle atimizin bağını kuracak imkânın adıdır. Ecdadımız Balkan bozgununun acısıyla Çanakkale’de sadece kendi tarihimizin değil, dünya savaş tarihinin en büyük zaferlerinden birini kazandı. Onlardaki teknoloji bizde var mıydı? Yoktu. Ama bir şeyleri vardı, imanları ve çözdüler. Çanakkale’den aldığımız cesaretle ve özgüvenle Kurtuluş Savaşı’mızı zafere taşıdık. 15 Temmuz bizim yeni Çanakkalemizdir, Dumlupınarımızdır, Sakaryamızdır. Yıllardır darbelerin, mücadelelerin, vesayet güçlerinin pençesinde kıvranan bu millet, 15 Temmuz’da şahlanışını ifade etmiştir. Buradan aldığımız cesaret ve özgüvenle elde edeceğimiz bir sonraki zafer, 2023 hedeflerine ulaşmak olacaktır.”
Savaşların, işgallerin, sömürgelerin biçim değiştirdiği bir dünyada, demokratik, ekonomik, siyasi ve ferdi özgürlüğün eldeki en önemli fırsat olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehitlerimize layık olmanın ve gazilere şükran ifade etmenin yolunun, Türkiye’yi her alanda muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkarmayı amaçlayan 2023 hedeflerine ulaşmaktan geçtiğini söyledi. ABD’de 15 Temmuz’u anmaya yönelik afişlerin asılmasına, G20 Liderler Zirvesi vesilesiyle gittiği Almanya’da kendisinin oradaki Türk vatandaşları ile buluşmasına müsaade edilmediğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Lafa geldiği zaman özgürlükten bahsediyorlar, düşünce özgürlüğünden bahsediyorlar; ne özgürlüğü? Biz 15 Temmuz’da darbeyle karşı karşıya kaldık, 3 gün Hamburg’u yaktılar, yıktılar, ya işte böyle, bumerang gibi... Ve o teröristlerin içinde de aynen buradan Almanya’ya gidip orada kabul gören PKK teröristleri vardı. O paçavralarıyla beraber, terörist başının resimleriyle beraber kortejin içerisinde yer alanları gördük, Kardeşlerim, alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste; olay bu” sözlerine yer verdi.