Çanakkale Haberleri

Düşük maaş zamları protesto edilmeye devam ediyor

Çanakkale’de bir araya gelen beş sendika, asgari ücret, memur maaşı ve emekli zamlarına yönelik tepkilerini güçlü bir şekilde dile getirdi.

Çanakkale’de bir araya gelen beş sendika, asgari ücret, memur maaşı ve emekli zamlarına yönelik tepkilerini güçlü bir şekilde dile getirdi. Kordon boyunda yürüyüş yapan kamu emekçileri, Çanakkale Valiliği önünde bir basın açıklaması gerçekleştirerek, maaşlara yapılan düşük oranlı artışlar ve yüksek yaşam maliyetlerine karşı taleplerini duyurdu.

HÜR-SEN, KESK, BASK, ASİM-SEN ve Birleşik Kamu-İş’in öncülüğünde düzenlenen protestoda, kamu emekçileri “Susma haykır, sefalete hayır”, “TÜİK yalanı, emekçinin düşmanı” ve “Sermayeye değil, emekçiye bütçe” gibi sloganlarla hükümete seslendi.

Bir günlük iş bırakma eylemine katılan sendika temsilcilerinden Birleşik Kamu-İş’ten Prof. Dr. Mehmet Şahin, HÜR-SEN’den Huriye Gür ve SES’ten Oya Hacat, yaptıkları konuşmalarla taleplerini dile getirdi. Temsilciler, adil bir düzenin tesisi için mücadeleye kararlılıkla devam edeceklerini vurguladı.

Basın açıklamasında, TÜİK’in enflasyon verilerinin halkın gerçek yaşam koşullarıyla örtüşmediği belirtildi. Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı yüzde 44,38’lik yıllık enflasyon oranı, çarşıda, pazarda yaşadığımız gerçeklerle asla bağdaşmamaktadır. Halkı yanıltan bu sahte rakamlarla bizleri sefalete mahkûm etmeye çalışanlara karşı susmayacağız! Kamu emekçilerinin maaşlarına yüzde 11,54 gibi trajikomik bir zam uygulamak, alın terimize ve emeğimize yapılmış büyük bir hakarettir. Üstelik bu hakaret yalnızca kamu emekçilerini değil, toplumun geniş kesimlerini de derinden yaralamaktadır. Açlık sınırında yaşamaya zorlanan milyonlar olarak, bu düzenin sürdürülemez olduğunu haykırıyoruz!”

“Bu talan düzeni değişmeli”

Yapılan açıklamada, 2025 yılı için belirlenen asgari ücret ve emekli maaşı zamlarının toplumun büyük kesimlerini açlığa mahkûm ettiği vurgulandı: “Yüzde 30’luk asgari ücret zammı ve memur emeklilerine verilen yüzde 11,54’lük artış, milyonları sefaletle baş başa bırakmıştır. Bu düzen, emekçilerin yaşamını sürdüremeyeceği bir kölelik düzenidir. Cumhurbaşkanı’nın ‘fahiş fiyatlı ürünleri boykot edin’ çağrısı, iktidarın halkın gerçeklerinden ne kadar kopuk olduğunu bir kez daha göstermiştir. Emekçi ve emeklilere yapılan bu boykot çağrısı, bir avuç ayrıcalıklı azınlığın sokaktan, çarşıdan ve halkın gerçeklerinden tamamen uzaklaştığını açıkça göstermektedir. Halkın alın teriyle oluşturulan kamu kaynaklarının, halkın refahı yerine rant projelerine ve yandaş şirketlerin kasalarına akıtılması, vicdanları yaralayan bir haksızlıktır. Halk, yokluk içinde yaşam mücadelesi verirken, kaynakların bir avuç yandaşa peşkeş çekilmesine göz yummayacak ve bu talan düzeninin değişmesi için mücadeleye devam edeceğiz”

Vergi adaleti ve eşit ücret talebi

Sendikalar, vergi adaletsizliğine dikkat çekerek, ücretli çalışanlar üzerindeki ağır yüklerin kaldırılmasını talep etti:

“Halkın sırtına yüklenen adaletsiz vergiler, emekçinin alın terine yapılan açık bir gasp haline gelmiştir. Vergi adaleti sağlanmalı, ücretli çalışanların vergi dilimi yüzde 15’e sabitlenmeli, temel ihtiyaçlara uygulanan dolaylı vergiler kaldırılmalıdır. Yandaş sendikaların dilenci gibi refah payı talebine karşı; gerçek bir toplu sözleşme mutabakatı sağlanmalı, alacağımız her zam taban aylığımıza ve emekliliğimize yansıtılmalıdır.  Eşit işe eşit ücret talebimizden asla vazgeçmeyeceğiz! İnsanca bir yaşam sürebildiğimiz ve grevli toplu sözleşme hakkımızın tanındığı bir Türkiye için mücadelemizi sürdüreceğiz. Artık sessiz kalma zamanı değildir!”

“Türkiye’nin her yerinde mücadeleye devam”

Bir günlük iş bırakma eyleminin ardından sendikalar, mücadelelerinin yalnızca kamu emekçileriyle sınırlı olmadığını belirtti:

“Bugün üretimden gelen gücümüzü kullanarak, 1 günlük iş bırakma eylemini gerçekleştiriyoruz. Bu, yalnızca kamu emekçilerinin değil, toplumun her kesiminin mücadelesidir. Bu mücadele, insanca bir yaşam, adil bir gelir dağılımı ve halkın refahını önceleyen bir düzen içindir. Bu haklı ve meşru taleplerimizin yerine getirilmemesi durumunda, mücadeleyi ve dayanışmayı yükselteceğimizi ve Türkiye’nin bütün meydanlarında eylemlerimize devam edeceğimizi buradan tüm kamuoyu ile paylaşıyoruz.”


Atakan Alkış