Bu yılki sınavda özellikle eşit ağırlık bölümünün eleyiciliğinin daha az olduğuna değinen Barış Sezgin, “Geçen yıl 300 puan alan öğrenci 155 bininci olmuşken bu sene aynı puan alan öğrenci ortalama 185 bininci oldu. Bu da öğrencilerimizin tercih yaparken tercih aralıklarını çok daha geniş tutmaları, geniş bir yelpazede bölümlerin sıralamalarını değerlendirip tercih etmelerinin önem kazandığı anlamına geliyor” dedi.
EN ÖNEMLİ KRİTER TERCİH OLACAK
Öğrencilerin tercih yaparken ‘ben kim olmalıyım’ sorusunu kendilerine sorması gerektiğinin altını çizen Barış Sezgin, “Özellikle eşit ağırlık bölümünde, piramitin orta kademesindeki öğrencilerde yığılmalar olabileceği için, puan eşitliği durumunda en önemli kriter tercih olacak, bu nedenle tercih aralığının genişliği bu noktada önem taşıyacaktır. Öğrencilerimizin üniversite tercihinde bulunurken göz önüne almaları gereken en önemli kriter seçecekleri bölümün kendilerine ne kadar uygun olduğu. Kendilerine ‘ben kim olmalıyım?’ sorusunu sordukları bu çağlarında, seçecekleri mesleğin bu sorunun cevabı ile uyuşup uyuşmadığı iyi değerlendirilmelidir. Aile baskısı, çevrenin oluşturduğu yanlış öğrenmelerle öğrenciler istemedikleri bölümleri yazabiliyor. Her öğrenci kendine ve gelecek hayallerine en uygun olacağını, kendisini en mutlu edecek mesleğin tercihinde bulunmalı” diye konuştu. Sezgin, yetenek sınavına girecek öğrencilerin ise sınavına girecekleri okulun duyurularını iyi takip etmesi gerektiğini dile getirdi.
PROFESYONEL TERCİH DESTEĞİ ÖNEMLİ
Tercih döneminde öncelikle anne ve babaların desteğinin çok önemli olduğuna ve çocuklarına direktif vermemeleri gerektiğine değinen Barış Sezgin, ailelerin önerilerde bulunmalarını ancak son kararı öğrencilerin vermesi gerektiğini dile getirdi. Ayrıca kariyer konusunda uzman psikolojik danışmanlardan da tercih desteği alınması gerektiğinin önemini vurguladı.