Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, Koronavirüs Bilim Kurulu Toplantısı sonrasında düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulundu.
Koronovirüsle mücadelede son 6 ayda tüm insanlığın önüne çıkan sınavın ülke olarak başarıyla verildiğini ve bu sayede çok daha iyi bir noktaya gelineceğini belirten Bakan Koca, dünya ölçeğindeki sağlık krizinde, devlet ve millet olarak bu krize gücün yettiğinin gösterildiğini söyledi. Bakan Koca, kontrollü sosyal hayatın gereklerini yerine getirdikçe hayat kalitesinin daha da artacağının altını çizerek, "Tedbire daha az ihtiyaç duyulacak dönemi, şimdi uyguladığımız tedbirlerle hazırlıyoruz” dedi.
Mevcut durumun, korunması gereken büyük bir kazanım olduğunu dile getiren Koca, “Durağanlaşan hayat hız kazandı. Koronavirüsle mücadelemizde bu başarı muhkemleştikçe, özlediğimiz ne varsa tek tek geri döneceğiz. Başarı muhkemleştikçe, her işin başı sağlık prensibiyle kaldığımız yerdeki yaşama temposuna yaklaşacağız” şeklinde konuştu.
Koronavirüsün, hayatın sevk ve idaresini elden alan bir güç olmaktan çıkmasını sağlamak gerektiğini vurgulayan Koca, şöyle devam etti: “Ağız ve burun yoluyla bulaşan, mesafe kısaldıkça bulaşma riski çok artan bu virüs, evimizin dışında, başka insanlarla bir arada bulunduğumuz ortamlarda koruyucu maske kullanmamızı zorunlu kılıyor. Koronavirüs maskesi, virüsün yayılmasına karşı elzem bir tedbirdir. İhtiyatlılık değildir, mecburiyettir. Koronavirüs maskesi, virüse karşı alınacak kişisel bir tedbir değildir, ortak bir tedbirdir. Bu tedbir, aynı sosyal ortamda, birbiriyle etkileşim halinde olan kişilerin tamamı tarafından alınmalıdır. Bu sebeple, maske kullanmayan kişinin ister yakın mesafede sokakta, ister ortak mekan veya iş yerinde, maske kullananlara karşı sorumluluğu vardır. Bu durumlarda maske kullanmamak kişisel hukukun ihlalidir.”
“TEDBİRLERE UYMAK, NORMALE DÖNÜŞ YOLUNU KISALTACAKTIR”
Bakan Koca, ortak mekanlarda, ortak alanlarda, herkesi maske kuralına uymaya davet ederek, “Tedbir alanların üzerimizdeki hakkına riayet edelim. Bu medeni davranışa, aynı medeni davranışla karşılık verelim. Maske tedbirini gerekli durumlarda uygulayalım ki uygulanabilir olsun, zamanla bıkkınlığa yol açmasın” dedi.
Bakan Fahrettin Koca, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) tedbirlerin sürekliliği konusunda uyardığını, bıkkınlığa düşmenin bu uzun soluklu mücadeleden geriye düşmek, rehavete kapılmak, riske açılmak anlamına geldiğini belirttiğini aktardı. Bugüne kadar 62 il merkezinde maske mecburiyeti getirildiğini hatırlatan Koca, “Maske, tüm Türkiye’de ortak sorumluluğumuz, mecburiyet olan illerde ise sorumluluk kat kat fazladır. Bu mecburiyet, ya vakaların arttığı veya riskin bariz olduğu, zincirleme bulaşmanın uç verme ihtimali olduğu yerler için getirilmiştir. Bu tedbirlere ne kadar uyarsak dostça tokalaşacağımız, birbirimize sarılacağımız günler o kadar yaklaşır. Tedbirlere uymak, normale dönüş yolunu kısaltacaktır” değerlendirmesinde bulundu.
“VİRÜSÜN YAYILMA HIZINDA AZALMA OLMAMIŞTIR”
Koca, yılın ilk aylarında, koronavirüsün daha çok kış mevsiminde etkili olacağı, yaz aylarında ise etkisini kaybedeceğine yönelik ileri sürülen bilimsel tahminlere değinerek, “Virüsün yayılma hızında azalma olmamıştır. Virüsün hasta etme gücünde azalma olduğu konusunda ise bilimsel bir kanıt yoktur. Bu iki iyimser ama yanlış kanıyı günlük hayatınıza dayanak yapmamanızı, yaz boyu dikkati elden bırakmamanızı istirham ediyorum” ifadelerini kullandı.
“BÜYÜKLERİMİZ VE KRONİK HASTALIĞI OLANLAR HALEN RİSK GRUBUNDA”
“Mevcut şartlarda büyüklerimiz ve kronik hastalığı olanlar virüse karşı halen risk grubundadır” diyen Bakan Koca, “Bizim için en endişe verici olan, risk grubundakilerin veya onların yakın çevrelerindekilerin konunun ciddiyetini unutup, tedbirleri aksatmasıdır. Mücadelenin çok önemli bir kısmını büyüklerimiz için verdik. Lütfen aynı hassasiyeti koruyalım” dedi.
“TEDBİR, BİRBİRİMİZE KARŞI BORCUMUZDUR”
Koronavirüse karşı sağlığın yanı sıra ekonomiden ticarete, eğitimden üretime hayatın her alanında yeniden ivmek kazanmak için önlemler alındığını vurgulayan Koca, “Tedbirlere uyum, pandemi boyunca her yurttaşına sahip çıkan, sağlık sistemiyle her ferde eşit ve yüksek derecede değer veren devletimize karşı da bir yurttaşlık borcumuzdur. Tedbir, birbirimize karşı borcumuzdur. Tüm toplumu etkileyen hastalığın kendisini ve etkilerini el birliğiyle yenmeliyiz” şeklinde konuştu.