Sağlık Yüksekokulunun 2016-2017 güz yarıyılındaki akademik faaliyetlerini içeren sunumla başlayan akademik kurul toplantısında Sağlık Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Gülbu Tanrıverdi yaptığı konuşmada gerçekleştirilen çalışmalar ile okulun akademik, idari, fiziki yapısıyla ilgili bilgiler verdi.
Akademik kurul toplantılarının birçok açıdan faydalı olduğuna değinen Rektör Prof. Dr. Yücel Acer ise Sağlık Yüksekokulunun 2016 yılı süresince gerçekleştirdiği faaliyetlerden duyduğu memnuniyeti dile getirerek şunları ifade etti:
“Sağlık Yüksekokulunun öneminin farkındayız. Burada yetişen öğrencilerimizin ve sizlerin, yaptığı bilimsel araştırmaların, sosyal ve proje faaliyetlerinin toplum için ne kadar değer ifade ettiğinin farkındayız. Bu anlamda, üstümüze düşen görevleri yapmayı her zaman istiyor ve önemsiyoruz. Şüphesiz ki, hem üniversitemiz hem de Türkiye’nin karşı karşıya olduğu bazı sorunlar var. Fakat hiçbir zaman sorunları üzülme için vesile kılmamak lazım. Yapılacak işlerimizi ve motivasyonumuzu düşürmememiz gerekmektedir. Tam tersi şöyle bakmamız lazım. Ne kadar sorun varsa, insanoğlu o sorunlar karşısında hızlı ilerlemektedir ve sorunlara karşı çözüm üretmektedir. Yaşanan sorunlar, çalışma şevkimizi ve sorunları çözme ihtiyacımızı arttırır. Ülkemizi içinde bulunduğu sorunları aşmak için daha çok mücadele edecek bir toplum olarak görüyorum. Bu durumda, biz akademisyenlere oldukça önemli görevler düşmektedir. Söz konusu meseleler önümüzde bir engel olarak görülmemelidir.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesinin gösterdiği başarılı çalışmaların verimini almış bulunmaktayız. Bize ulaşan bilgi ve istatistikler bunu ortaya koymaktadır. Gördüğümüz tespitler, çalışmaların daha da iyiye gittiğini göstermektedir. Her istediğimizi hemen yapamıyoruz. Fakat yapılmayacak anlamına da gelmemelidir. Üniversitemizin birçok bölümünde ve birimlerde en azından gözlemlediğimiz husus, çalışma ortamının bir düzene giriyor olması. Üniversitemizi belli bir yere getirmek için harcadığımız çabaların çok azı dışarıdan görülebilir. İçerde nelerle uğraşılması gerektiğinin hiç şüphe yok ki farkındayız. İyi ve daha kaliteli bir üniversite olmak için yoluna devam eden bir bilim merkezi olma yolunda devam etmekteyiz.
Sağlık Yüksekokulu için söylenenler güzel ve tatmin edici. Fakat şunun da altını çizmek isterim. Başarı her zaman nisbidir. Bilim ve teknoloji alanında kim nerelere gelmiş, hangi noktalara ulaşmış bunu iyi anlamalı ve iyi yakalamalıyız. Onlar neler yapıyor, biz neler yapıyoruz karşılaştırarak, başarının olup olmadığına karar verebiliriz. Elde edilen bilgilerin, belli kanallarla topluma ulaştırılması gerekmektedir. Sağlık Yüksekokulunun güzel işler yaptığını gösteren birçok veri var. Topluma yönelik hazırlanan onlarca faaliyetin olması ve çalışmaların devam etmesinden dolayı memnun oldum. Sağlık Yüksekokulu her alanda olduğu gibi spor alanında da başarı gösteriyor. Sağlık anlamında elde edilen başarılar gibi spor alanında da başarının gösterilmesi gerekiyor. Gençlerin verimliliği ve üretkenliği anlamında, doğru düşünmenin önemli unsurlarından bir tanesidir. Birey ve toplum olarak başarının uluslararası alanda ne kadar önemli olduğu unutulmamalıdır. Bizler dinamik toplumuz. İmaj ülkelerin, algısı ve işlerini kolaylaştırır, eğer kötüyse işleri o kadar zorlaştırır. Son günlerde Türkiye için sorun oluşturan etkenlerden bir tanesi de imajının yıpratılmasıdır ve bu konuda ciddi mesafe almış durumdalar. Türkiye için oluşturulmak istenen sıkıntılara karşı, en iyi cevap, çok çalışmak, gayret ve motive olmaktan geçmektedir. Gerek birey olarak, gerekse ülke olarak, kat ettiğimiz mesafe doğru mesafe olacaktır ve zarar vermek isteyenlere en güzel cevap olacaktır. Bilim insanının rahatlaması konuşarak değil çalışarak olmalı. Maalesef bizler, konuşmayı çok seven bir milletiz. Konuşarak rahatlamayı seviyoruz. Fakat gerçek olan şudur. Bilim insanı yaptığı çalışma ve projelerle elde ettiği başarıların getirisiyle rahatlamalı. Projeleri bu sebepten önemsiyoruz. Teknoloji ve bilim üreten bir toplum olmazsak hiçbir şansımız olmaz ve sürekli gerileriz. Teknoloji ve bilimsel gelişme sağlayamadıktan sonra ve asıl önemlisi bunu yapan biz olmadıktan sonra tam anlamıyla başarı şansımızın olmadığı ortaya çıkmış olur. Bu sebepten bizler üniversite olarak teknoloji anlamında çalışmalarımızı en üst seviyede sürdürmeye devam edeceğiz. Bizim için en önemli unsur insan. Bizler insan olgusuna yatırım yapmalıyız. Türkiye, genç bir nüfusa sahip olmasından dolayı, çocuklarımızı iyi ve kaliteli yetiştirmeliyiz. İnsandan daha değerli unsur olmadı ve olmayacak. Bundan sonraki teknolojik gelişmeler ne boyutta olursa olsun, sonuçta insan yaşamın merkezidir ve böyle yaratılmıştır. Bu sebepten biz, insana önem vermekteyiz. Okul bağlamında eğitim için gerekli mekânları ne kadar kaliteli ve yeterli sayıda yaparsak ve de öğretim eleman sayımızın da yeterli olması sağladığımızda istediğimiz kaliteyi elde etmiş oluruz. Bu noktada, üniversite olarak kendimizi her zaman geliştirmeyi hedefledik ve yeniliklere açık olduk olmaya da devam edeceğiz. Akademik kadromuza dâhil olan genç arkadaşlarımıza da hayırlı olsun diyorum.”
Toplantı, Prof. Dr. Yücel Acer’in konuşmasının ardından soru cevap kısmıyla sona erdi.
Kaynak: Haber Merkezi