Antibiyotik direnci, binlerce can kaybına neden olurken yüksek ekonomik maliyete de yol açıyor.
Antibiyotik direnci tıp biliminin karşılaştığı en büyük sorunlardan biridir. Uzmanlar, ölümlere ve ülke ekonomisine milyonlarca dolara mal olan bu sorun ile mücadelede vatandaş olarak üzerimize düşenin akılcı antibiyotik kullanımı olduğunu dile getiriyor. Altınbaş Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmasötik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Cansu Vatansever, antibiyotik direnci ile ilgili dünyanın farklı bölgelerinde yapılmış çalışmalar olduğunu söyleyerek, Amerika'da her yıl yaklaşık 23 bin kişinin dirençli bakterilerin sebep olduğu enfeksiyonlar dolayısıyla hayatını kaybettiğine dikkat çekti. Hindistan’da ise her 9 dakikada bir çocuğun, bu dirençli bakterilerin sebep olduğu enfeksiyonlar nedeniyle hayatını kaybettiğini belirtti.
Avrupa'da da benzer bir durum olduğu ifade eden Dr. Vatansever “Avrupa'da her yıl yaklaşık 25 bin kişi antibiyotiklere dirençli bakterilerin sebep olduğu enfeksiyonlar dolayısıyla hayatını kaybediyor. Dirençli bakterilerin sebep olduğu enfeksiyonların tedavisi de oldukça zor olduğundan dolayı bu durum elbette ki tedavi maliyetlerini de yüksek oranda arttırmış durumda. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre Avrupa'da bu enfeksiyonların neden olduğu ekstra tedavi maliyetleri ve verimlilik kayıpları yıllık 1.5 milyar Euro’ya ulaşmış durumda. Dolayısıyla antibiyotik direnci gerek sağlık gerekse ekonomik olarak önemli bir tehdit unsuru olarak karşımıza çıkıyor” dedi.
“Antibiyotiklerin keşfedilmediği tıbbın karanlık çağlarına dönebiliriz.”
Antibiyotiklerin insan sağlığı için önemine değinen Dr. Vatansever, “Antibiyotikler bakteriyel enfeksiyonların tedavisi için kullanılmalarının yanı sıra ameliyatların öncesinde enfeksiyon gelişimini önlemek için kullanılıyor. Ayrıca radyoterapi ve kemoterapi gibi bağışıklık sistemini baskılayan tedaviler sırasında gelişen enfeksiyonların tedavisi ve özellikle yoğun bakım üniteleri, diyaliz üniteleri gibi enfeksiyon gelişme riski yüksek olan birimlerde meydana gelen enfeksiyonların tedavisi için de sıklıkla kullanılıyor. Eğer kullanılan antibiyotikler etkinliklerini kaybederlerse, tıp dünyası bu ilaçların keşfedilmediği karanlık çağlara dönme riski ile karşı karşıya” ifadelerini kullandı. Oysa antibiyotiklerin doğru kullanımlarıyla birçok bakteriyel enfeksiyonun tedavi edilebildiğini hatırlatan Dr. Vatansever, “İlaca direnç öyle bir noktaya geliyor ki tedavi amacıyla etkili bir antibiyotik bulmak oldukça zor hatta imkânsız hale gelebiliyor. Böylece eskiden antibiyotikler ile kolaylıkla tedavi edebilen bir enfeksiyon direnç sorunu nedeniyle tedavi edilemez bir hale geliyor” sözleriyle durumun ciddiyetinin altını çizdi.
“Antimikrobiyal ilaç direnci, küresel sağlığa yönelik 10 büyük tehditten biri”
Dünya Sağlık Örgütü’nün küresel sağlığa yönelik 10 büyük tehditten biri olarak değerlendirdiği antimikrobiyal ilaç direnci, sadece bakteriler değil virüsler, mantarlar gibi pek çok mikroorganizmayı kapsıyor. Tedavi amacıyla kullanılan antimikrobiyal ilaçlara karşı direnç geliştirmiş mikroorganizmaların günümüzde pek çok kişide enfeksiyona neden olduğuna işaret eden Dr. Vatansever, “Bu sorun enfeksiyonların oldukça şiddetli geçmesine neden olurken etkili bir antimikrobiyal ilacın bulunamaması hastaların hayatını kaybetmesine neden oluyor. Bunun sonucunda enfeksiyonlara bağlı ölüm oranları da artıyor. Sağlık açısından sebep olduğu sorunların yanı sıra ekonomik açıdan değerlendirildiğinde de dirençli mikroorganizmaların tedavisi amacıyla yapılan ek tetkikler, kullanılan ilaçlar, şiddetli enfeksiyonların hastanede yatış gerektirmesi ve bu sürenin uzaması da dikkate alındığında ekonomik açıdan sebep olduğu kayıplar da göz ardı edilemeyecek kadar önemli bir noktaya geldi. İngiltere’de yapılan bir algoritma çalışmasına göre mikroorganizmaların antimikrobiyal ilaçlara karşı geliştirdikleri direncin önüne geçilemez ise 2050 yılına kadar her yıl tüm dünyada 10 milyon kişi bu dirençli mikroorganizmaların sebep olduğu enfeksiyonlar sebebiyle hayatını kaybedecek’ ifadeleriyle sorunun ciddiyetini bir kez daha gözler önüne serdi.
Akılcı ilaç kullanımı nedir ve akılcı antibiyotik kullanımı amacıyla neler yapabiliriz?
Dr. Vatansever akılcı ilaç kullanımının sadece antibiyotiklerle sınırlı olmadığını, bütün ilaçların akılcı bir şekilde kullanılması gerektiğini vurguladı. “Akılcı ilaç kullanımı tanımı ilk kez 1985 yılında Dünya Sağlık Örgütü tarafından yapılmıştır. Akılcı ilaç kullanımı, kişilerin klinik bulgularına ve bireysel özelliklerine göre uygun ilacı, uygun süre ve dozda, en düşük fiyata ve kolayca sağlayabilmeleri anlamına geliyor. Dünyada en fazla kullanılan ilaç grubunu antibiyotikler oluşturuyor. Günümüzde kullanılan antibiyotiklerin yaklaşık yarısı uygun olmayan enfeksiyonlarda, uygun olmayan doz ve sürelerde kullanılıyor.”
Akılcı antibiyotik kullanımı konusunda sağlık personeli kadar hasta ve hasta yakınlarına da önemli görevler düştüğünü belirten Dr. Vatansever akılcı antibiyotik kullanımına dair “Öncelikle unutmamız gereken nokta antibiyotikler ağrı kesici ya da ateş düşürücü ilaçlar değildir. Antibiyotikler mutlaka reçete edildikten sonra kullanılmalıdır. Antibiyotik reçete edilmediği durumlarda hekime ısrarda bulunulmamalıdır. Antibiyotikler belirlenen doz ve sürelerde kullanılmalıdır. Hastalar kendilerini iyi hissetseler bile antibiyotik tedavisi hekim tarafından belirlenen süreden önce sonlandırılmamalıdır. Hastalar antibiyotik tedavisinden yarar görmüyorsa mutlaka bu durumdan hekimlerini haberdar etmelidir. Antibiyotik tedavisi kişiye özgüdür, başkası için reçete edilmiş bir antibiyotik kullanılmamalıdır. Akılcı ilaç kullanımı konusunda yetişkinler bilinçli olmalı ve bu bilgilerini aile ortamında özellikle çocuklarına aktarmalıdır” ifadelerini kullandı.
Haber Merkezi