23 Temmuz’dan itibaren tercih yapmaya başlayacak olan öğrencilere önerilerde bulunan Tercih Danışmanı Bahar Türkgenç, “Öğrenciler, vakıf ya da devlet üniversitesi kıyaslamasından ziyade, bölüm üzerinden mantık yürütülmeli. İstedikleri bölümün hangi üniversitelerde daha iyi olduğunu araştırmalı. ‘Devlet üniversiteleri böyledir, vakıf üniversiteleri şöyledir’ gibi bir ayrım yapmak sağlıklı değil” dedi.
15-16 Haziran’da uygulanan Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nın sonuçları, bugün ÖSYM tarafından açıklandı. Sonuçların açıklanmasıyla birlikte adayları tercih heyecanı sardı. 23 Temmuz’da başlayıp 29 Temmuz’da son bulacak tercih dönemi için önemli açıklamalarda bulunan Tercih Danışmanı Bahar Türkgenç, öğrencileri doğru meslek seçimi konusunda uyardı. Seçilen bölümün 4 sene okunacağının ama seçilen mesleğin bir ömür boyu yapılacağının altını çizen Türkgenç, devlet veya vakıf üniversitesi ayrımı yapmanın da doğru olmadığını vurguladı. Önceliğin her zaman için istenilen bölüm ve o bölümün başarıyla uygulandığı okula verilmesi gerektiğini söyleyen Türkgenç, lisans programlarını tercih edecek adayları, başarı sıralamasına göre tercih yapmaları konusunda da uyardı.

“KENDİ DEĞERLERİNİ KEŞFETMELİLER”
Öğrencileri ve aileleri heyecanlı bir sürecin beklediğini belirten Tercih Danışmanı Bahar Türkgenç, “Meslek seçimi, bireyin hayatında önemli bir yol haritası oluşturur. Dolayısıyla dikkat edilmesi gereken birkaç kriter var. Meslek seçiminde yani bölüm ve üniversite tercihi yaparken en dikkat edilmesi gereken nokta; kendi ilgilerini, yeteneklerini ve hayattaki değerlerini keşfetmeleri olacaktır. Çünkü kendini tanımayan bir bireyin, doğru bir tercih yapması çok da mümkün değil. Bu yüzden her sene adaylara, doğru tercih yapmanın önemini vurguluyoruz” dedi.

BAŞKA ŞEHİR Mİ, BURSLU VAKIF ÜNİVERSİTESİ Mİ?      
Öğrencilerin en çok dikkat etmesi gereken noktanın, en uygun bölüme yerleşmek olduğunu ifade eden Türkgenç, “Bunun devamında ise üniversite tercihi geliyor. ‘Bu bölüm hangi üniversitede daha nitelikli bir biçimde okunur?’ sorusunun cevabını bulmak gerekiyor. Bunun ardından da şehir seçeneği gelecektir. Özellikle İstanbul’daki öğrenciler, şehir dışına gitmenin mi yoksa buradaki vakıf üniversitelerinin burs seçeneklerini değerlendirmenin mi mantıklı olduğunu değerlendirmeliler” diye konuştu.

PUAN DEĞİL BAŞARI SIRALAMASI ÖNEM TAŞIYOR        
“Öğrencilerin dikkat etmesi gereken en temel nokta ise lisans yani 4 yıllık bölüm tercihlerinde, puanı değil başarı sıralamasını esas almaları” diyen Türkgenç, “Fakat ön lisans tercihlerinde, TYT’ten tercih yapacak öğrenciler için durum biraz daha farklı. Onların başarı sırasını değil, puanı baz alarak tercih yapmaları gerekiyor” ifadelerini kullandı.

İSTENİLEN BÖLÜM İYİ ARAŞTIRILMALI  
Bölüm seçerken, gelecekte yıllar boyu icra edecekleri mesleğin önem arz ettiğini belirten Türkgenç, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Örnek olarak Psikoloji ile Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (PDR) bölümleri arasında kaldığımızı varsayalım. ‘Benim için hangisinin çalışma alanları daha uygun? İleride ben 40-50 yıl çalıştığımda hangi alanda kendimi daha rahat ve daha mutlu hissedeceğim?’ sorularına cevap bulmalılar. Eğer ikisini de tercih listesine eklemek istiyorlarsa bunu yapabilirler. Fakat öncelik sırası olarak hangisini baz alacaklarını araştırmaları gerekiyor. Bir bölümde 4 yıl eğitim alacaklar ama o meslek grubunda da ortalama 40 yıl geçirecekler. Hepsini araştırmaları gerekiyor. Üniversite hayatını da kendileri için işkence haline getirmemeleri lazım. Bazen ‘Ben sayısal seviyorum, mühendislik okuyabilirim’ diyen bir öğrencinin, mühendislik bölümlerinde çok zorlandığını ya da ilgili derslerden hoşlanmadığını görebiliyoruz. Öğrenciler de, bu noktada istedikleri bölümleri sosyal medyadan veya üniversiteleri ziyaret ederek araştırmalı. Bu bilgi alışverişi, tercih zamanı için çok büyük önem arz ediyor.”

YANLIŞ TERCİH YAPILIRSA SÜRECİ ÖĞRENCİ BELİRLEMELİ
Yanlış tercih yapılması durumunda verilecek kararların bireysel olduğunu da sözlerine ekleyen Türkgenç, “Hem maddi hem de manevi olarak yanlış bir tercih yaptıktan sonra çok büyük bir kayıp yaşıyorlar. Bu büyük hatayı yapmamak için uzmanlara danışmalılar ve kazandıkları zaman pişman olacakları hiçbir bölümü listeye yazmamalılar. Ama oldu ki bunu yaşadılar, burada sonuç bireyin kendi tercihine kalıyor. Bu sene bir yeri yazıp kazandılarsa, tekrar sınava hazırlandıkları takdirde o sene ek puanlarında bir düşüş yaşanacak. Ya ‘Hayır ben bu bölüme gitmeyeceğim, bir sene daha aynı şekilde sınava hazırlanacağım’ diyebilirler ya da ‘Ben bu yıl başlayayım, bir yılımı bu bölümde geçireyim’ diyebilirler. Burada, tercih ettiği okulun şehir dışında olması veya bir vakıf üniversitesi olması da seçimini etkileyecektir. Bu noktada adaylar, aileleriyle birlikte tercih yapabilir” dedi.

“ÜNİVERSİTE DEĞİL BÖLÜM SEÇİN”
“Vakıf ya da devlet üniversitesi kıyaslamasından ziyade bölüm üzerinden mantık yürütülmeli” diyen Türkgenç, “İstedikleri bölümün hangi üniversitelerde daha iyi olduğunu araştırmalılar. Bununla ilgili yayınlanmış veriler de var. Bir vakıf üniversitesinde bu bölüm gerçekten çok iyi imkanlar sağlıyorsa, ‘marka’ devlet üniversitelerinin çok daha önüne geçebilir. Burada öğrencinin ihtiyaç duyabileceği sosyal imkanları da değerlendirmek gerekiyor. Burada da yine bireyin ihtiyaçları ve kararları ön plana çıkıyor. Artık ‘Devlet üniversiteleri böyledir, vakıf üniversiteleri şöyledir’ gibi bir ayrım yapmak sağlıklı olmayacaktır” ifadelerini kullandı.


Kaynak: DHA