İnsan mikrobiyomuna dair yaptığı çalışmalarla öne çıkan yerli biyoteknoloji girişimi ENBIOSIS, bu kez müsilajla mücadele eden Marmara Denizi’nin mikrobiyomunu araştıracağını duyurdu. Yapılan açıklamaya göre şirket, müsilajı tetikleyen mikrobiyal faktörleri ortaya çıkarmayı amaçladığı projesi için TÜBİTAK’tan da destek aldı.
Marmara’da 2021’in mayıs ayında yoğun olarak görülmeye başlanan ve ardından Ege ve Karadeniz’e de ulaşan deniz salyasına (müsilaj) yönelik çalışmalar sürüyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre temmuz itibarıyla 11 bin 84 metreküp müsilaj deniz yüzeyinden temizlendi. Aynı zamanda kirliliğin önüne geçilmesi ve arıtma faaliyetlerinin hızlandırılmasına yönelik eylem planları TBMM Müsilaj Sorununu Araştırma Komisyonu’nda istişare edilirken, uzmanlar şu an yüzeyde görülmese de müsilaj oluşumunun deniz dibinde görülmeye devam edildiği ve deniz yaşamının hâlâ tehlikede olduğu konusunda uyarıyor.
“TÜBİTAK’TAN DESTEK ALDI”
Geçtiğimiz günlerde yerli biyoteknoloji şirketi ENBIOSIS, müsilaj oluşumunda rol oynayan ve musilaj mikrobiyomu olarak adlandırılan mikroorganizma topluluğunu tüm genom seviyesinde araştırmak üzere bir sosyal sorumluluk projesi başlattığını duyurmuştu. Şirketten yapılan açıklamaya göre söz konusu proje TÜBİTAK’ın da desteğiyle tüm Marmara’yı kapsayacak şekilde genişletildi.
MÜSİLAJI TETİKLEYEN MİKROBİYAL FAKTÖRLER ARAŞTIRILACAK
Konuya ilişkin açıklamada bulunan ENBIOSIS Veri Bilim Uzmanı Dr. Emre Onuk, “Bir sosyal sorumluluk projesi olarak yürüttüğümüz bu araştırma kapsamında İstanbul Boğazı, Marmara Denizi, Çanakkale Boğazı ve Kuzey Ege Denizi’nde belirlenmiş farklı istasyonlardan ve farklı su katmanlarından toplanacak su ve müsilaj örnekleri için yeni nesil dizileme ve veri bilimi teknolojileri kullanarak genetik materyal boyutunda bir tanımlama yapacağız. Böylece ilk olarak insan patojenlerini de içerecek şekilde mikrobiyal türleri, gen dağılımları, metabolik yolaklar gibi mikrobiyal unsurları ortaya çıkaracağız. Daha sonra yapay zeka teknolojileri kullanarak müsilaj oluşumunu tetikleyen ya da oluşuma katkı sağlayan anahtar mekanizmaları bulmaya çalışacağız. En basit ifadeyle amacımız, müsilaj mikrobiyom ağında anahtar unsur olabilecek potansiyel mikroorganizmaları ya da mikrobiyal mekanizmaları ortaya çıkarmak” diye konuştu.
“DENİZ MİKROBİYOMUNUN BOZULMASI DENİZİN HASTALANMASINA SEBEP OLUR”
Projenin neden mikrobiyom analizine odaklandığını aktaran proje yürütücüsü Doç. Dr. Aycan Gündoğdu ise, “İnsan, toprak, su hiç fark etmez, mikrobiyom bulunduğu tüm habitatların sağlığını doğrudan etkiler. Örneğin insan özelinde, bağırsak mikrobiyomunun bozulması belli kronik hastalıklara yol açabilir. Aynı şekilde deniz mikrobiyomunun bozulması da denizin hastalanmasına sebep olabilir. 1990'lardan bu yana Marmara Denizi'nde zaman zaman görülen ve günümüzde ciddi boyutlara ulaşan müsilaj sorunu da bir çeşit deniz hastalığı aslında. Tüm hastalıklarda tedavi için öncelikle tanıyı koymak gerekir. ENBIOSIS olarak Marmara’nın mikrobiyomuna ne olduğunu görmek için, tamamen sosyal sorumluluk perspektifiyle, musilaj oluşumunda rol oynayan mikroçevrenin öncelikle metagenom boyutunda tanımlanması, ardından müsilaj oluşumunda anahtar rol oynayan mikrocanlıların ve/veya mekanizmaların ortaya çıkarılması için çalışmalara birkaç ay önce başlamıştık. Daha sonra bu ön çalışmalarımızı projelendirip iki üniversiteyle birlikte TÜBİTAK’a sunduk ve projemiz için desteklenme kararı alındı. Proje tamamlanır tamamlanmaz tüm sonuçlarımızı bilim dünyası başta olmak üzere tüm ilgililerle paylaşmayı planlıyoruz” dedi. (DHA)
Kaynak: DHA