İnfertilite tedavisinde kullandığımız başlıca yöntemler şunlardır:
- Ovülasyon İndüksiyonu (Oİ), Yumurtlatma
-İntrauterin İnseminasyon (IUI), Aşılama
-İnvitro Fertilizasyon (IVF), Tüp Bebek
Yumurtlama tedavisinde amaç yumurtası olan ama yumurtlayamayan kadının yumurtlamasını sağlamak ya da ortamda bulunan yumurta sayısını arttırarak döllenme olasılığını yükseltmektir. Aşılama tedavisindeki amaç da buna benzerdir. En hareketli spermler seçilip rahim içine verilerek döllenme olasılığı arttırılır. IVF ise tamamen farklıdır. Yumurtanın döllenmesi bedende değil laboratuvar ortamında sağlanıp oluşan embriyo rahim içine transfer edilir.
Hangi durumda hangi yöntemi seçeceğimiz bazı durumlarda çok açık olabilir. Örneğin kapalı olan tüpleri ameliyatla açmayı düşünmüyorsak (ki artık pek tercih edilmiyor) tüp bebek yapmamız gerekir. Sperm sayısı çok az olan erkeklerde de tüp bebek yapmak zorunludur. Ancak başka birçok problemde tablo bu kadar net değildir. Hangi tedaviyi uygulamamız gerektiği problemin kaynağı kadar kadının yaşı, infertilite süresi ve yumurtalık zenginliği gibi başka faktörlere de bağlıdır.
Başlıca infertilite nedenlerine göz atacak olursak:
ERKEK İNFERTİLİTESİ:
Sperm sayı ve hareketi ciddi oranda düşük ise tüp bebek yapmak gerekir. Ciddi azlık mililitredeki sperm sayısının 5 milyonun altında olması olarak tanımlanır. Ancak konu bu kadar net değildir. Aşılamanın başarı oranları mililitredeki sperm sayısı 5-10 milyon arasında olduğunda da düşüktür. Diğer yandan genç ve yeni evli bir çift ciddi sperm problemi olsa bile aşılamayla hatta kendiliğinden gebe kalabilir. Gerçekte sperm analizinde kullanılan sayı, hareket ve şekil kriterleri, sperm fonksiyonu hakkında yüzde yüz bilgi verememektedir. Bu nedenle her çifti ayrı değerlendirip karar vermek, çiftin yaşı, infertilite süresi, daha önce gebelik yaşayıp yaşamadığı gibi faktörleri hesaba katmak gerekir. Eğer tüp bebek yapılacaksa yöntem mikroinjeksiyon olmalıdır.
PKOS (Polikistik Over Sendromu) ve ANOVULASYON (Yumurtlayamama):
PKOS’da yumurta sayısı çoktur ama bunlar büyüyüp çatlayamamaktadır. Seçilecek ilk tedavi yöntemi Klomen, Aromatoz İnhibitörleri (Femara) gibi haplarla yumurtlamayı sağlamaktır (Oİ). Yumurtlama sağlanabiliyorsa 6 hatta 12 ay denenebilir. Haplarla yumurtlama olmuyorsa ikinci basamak Gonadotropin adı verilen iğnelerdir. Ancak iğne uygulaması özellikle PKOS’ta çok sorunlu bir yöntemdir. Aşırı sayıda yumurta büyümesine bağlı tedavinin iptali, hipersitümülasyon, çoğul gebelik gibi riskleri vardır. Bu nedenle PKOS olgularında haplarla sonuç alınamıyorsa tüp bebeğe geçmek zaman ve maliyet açısından daha akılcı olabilir.
ENDOMETRİOZİS:
Rahim kanallarının durumu HSG ile kontrol edilir. Tamamen kapalı ise tüp bebek yapılır. Açık ise ne yapacağımızı kadının yaşı, infertilite süresi, yumurtalık zenginliği gibi diğer faktörlere göre belirleriz. Genç ve infertilite süresi 2-3 yıldan daha az olan çiftlerde Oİ ve IUI denenebilir. 3 kerede sonuç alınamazsa tüp bebeğe geçilir. Çikolata kisti varsa ameliyat ile almayı tercih etmiyoruz. Özellikle yumurta sayısı az ise ameliyat bu sayıyı daha da düşürebilir. Ancak kist ağrı yapıyorsa ve yumurtalık zenginliği iyi ise ameliyat düşünülebilir. Tüplerin kapanmasına infeksiyon, geçirilmiş operasyonlar da neden olabilir. Bunlarda da yaklaşım aynıdır.
AÇIKLANAMAYAN İNFERTİLİTE:
İnfertilite nedeninin ortaya konamadığı durumdur. Yani rahim, tüpler, yumurta sayısı, sperm gibi tetkik edilebilen her şey normal görünmekte ancak gebelik oluşmamaktadır. Bu durumda hangi yöntemin tercih edilmesi gerektiği tartışmalıdır. Örneğin 2013 yılında İngiltere’nin ulusal sağlık rehberini hazırlayan NICE (National İnstitute of health and care excellence) 2 yıllık bekleme periyodundan sonra direk tüp bebek yapılmasını tavsiye etmiş, Oİ ve IUI denemeyi önermemiştir. Ancak çift genç ise ve infertilite süresi çok uzun değil ise Oİ + IUI denenebilir. Daha önce bir gebelik yaşanmışsa ve yumurta zenginliği yeterli ise sonuç alma olasılığı daha da fazla olacaktır. 3 denemede gebelik elde edilemezse ısrar etmek zaman kaybı olacağından tüp bebeğe geçmek gerekir.
MYOMLAR:
Myomların tedavisi ameliyattır. Ne yazık ki bu ameliyatların rahime zarar verme riski vardır. O nedenle hangi miyomları ameliyat edeceğimiz kritik bir karardır. Biz myomları bulundukları yere göre 3’e ayırıyoruz. Bebeğin tutunacağı boşlukta olanlar, rahim kası içinde olanlar ve rahimin dışında karın boşluğuna doğru büyüyenler. İlk grup muhakkak ameliyat edilmelidir çünkü bebeğin tutunmasını engeller. Bu boşluktaki miyomlar Histeroskopi ile alınır ve bu ameliyatların riski çok azdır. Dış taraftaki 3. grup myomları çok büyük değil ise ameliyat etmeye gerek yoktur. Kas tabakası içinde olanlar ise en tartışmalı konudur. Ameliyat etmemeyi tercih ederiz ama yapılan tedavilerle sonuç alamazsak ve nedenin myom olduğuna karar verirsek yapmak zorunda kalırız.
YAŞ FAKTÖRÜ:
40 yaş ve üzerinde IUI (Aşılama) yapılan çiftlerde canlı doğum oranları %1’ler civarındadır. Bu nedenle uygun bekleme periyodu geçti ise direk tüp bebek yapılması daha doğrudur.
Haber Merkezi